REKLAM
Edebiyatla bilim arasında nasıl bir ilişki kurulabilir, Edebi eserlerde psikoloji, sosyoloji ve tarih gibi bilimlere ait unsurlara rastlanabilir. İnsanın ruh dünyasını işleyen ögeler psikoloji biliminin, insan ve toplum irdelemeleri sosyolojinin, edebiyatın içinde bulunduğu dönemi yansıtması tarihin edebiyatta rolü olduğunu gösterir. Edebiyat düşünüldüğünde bazı durumlarda doğrudan bilimle ilişkili olabilir. Bu konuyu örnekle açıklamak gerekirse; en basitinden romanlarımızı düşünebiliriz. Romanlarda meydana gelen olayların geçtiği mekanlar, sokaklar, şehirler yeri geldiğinde oldukça fazla betimlemelerle okuyucuya aktarılabilir. Bu durumlarda aslında küçük coğrafi bilgilerin bize aktarıldığını düşünebiliriz. Bir şehri yada sokağı betimlerken azda olsa coğrafi özelliklerinden bahsetmek gerekebilir. Bu tarz durumlarda edebiyatın coğrafya bilimiyle ilgisi vardır diyebiliriz.
Vermek istediğim diğer bir örnekte edebi eserin türüne bağlı olarak bahsettiği konulardır. Psikolojik bir romanda okuyucuya belirli bir düzeyde psikolojik tahliller iletilir. Bu durumu düşünecek olursak edebiyat psikoloji bilimiyle ilişkili bir sanat dalıdır.
Yine romanlarımızı düşünecek olursak; romanlar günlük hayatta yaşadığımız bazı durumları ele alarak okuyucuya bilgi vermek isteyebilir. Günlük hayattaki durumların ele alındığı romanları genel olarak sosyolojik romanlar diye gruplandırabiliriz. Edebiyat sosyoloji biliminden unsurları içinde barındırabilen bir sanat dalı kabul edilebilir.
Hemen hemen her toplumda geçmişte yaşanan olaylar ders çıkarımı, aynı hatalara düşmeme veya bir takım unsurları geliştirme açısından her zaman önemli olmuştur. Bu da ancak tarihi iyi anlayarak ve insanlara anlatarak olabilmiştir. Savaş zamanlarında veya sonralarında milli duyguları uyandırmak adına bir çok şiirin, romanın ve makalelerin yazıldığı gözlemlenmiştir. Bu durum edebiyatın tarih bilimiyle ilgisi olduğu yönünde çıkarımda bulunmamıza olanak sağlar.
Edebiyatın konusu temelde insandır. Doğal olarak kendisi gibi konusu insan olan felsefe, sosyoloji, psikoloji, tarih bilim dalları ile doğrudan ilişkilidir.
Örnek:
Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”romanından şu sözler felsefe biliminden yararlanıldığını gösterir.
“Gariptir, insan her zaman yaptığı işin önemini ya da ne olduğunu fark etmez. Yapar sadece. Yapmak nedir mi ? Bilmek… En önemlisi bilmek değil midir?“
Görüldüğü üzere aslında insanın çevresinde gerçekleşen her olayın bilimle iç içedir. Bu doğrultuda bilim de edebiyatla ilişkili olan bir kavramdır.