Saçmalık Olgusu Nedir?

REKLAM

Muhtemelen saçmalığın altın çağını yaşıyoruz. Nereye bakarsanız bakın, bunu bolca bulacaksınız. Bugünlerde kesin olan tek şey ölüm, vergiler ve saçmalık gibi görünüyor. Belki de saçmalık insanoğlunun işlerinde her zaman vardı ve sadece yayılması için yeterli çıkış noktalarından yoksundu. Durum her ne olursa olsun, bundan kaçış yok.

Saçmalığın çarpıcı bir özelliği, herkesin onun yaratılmasında ve yayılmasında rol alması, ancak kimsenin bunu kabul etmemesidir. Saçmalık her zaman başkalarının yaptığı bir şeydir, asla bizim değil. Muhtemelen bu yüzden başkalarının saçmalıklarını tespit edebilme ve bunlara kanmama konusunda kendimize bu kadar güveniyoruz.

Her yerde bulunmasına rağmen, saçmalığın kesin bir tanımı yoktur. Çoğu insan bilinçaltı düzeyde saçmalığı almakta iyidir, ancak onlara bunun tam olarak ne olduğunu sorduğunuzda bocalamaya başlarlar. Bu durum, teknik bir tanımın yokluğunda bir Yüksek Mahkemesi yargıcının pornografiyi tanımlamasına benzer:

“Gördüğüm zaman anlarım.”

Gerçekten Saçmalık Nedir?

Bu kafa karışıklığının bir sonucu olarak saçmalık, çoğunlukla ya da düpedüz yalan olmak üzere pek çok anlama gelmeye başlamıştır. Ancak, göreceğimiz gibi, saçmalık bunların hiçbiri değildir. Öncelikle, saçmalık tanımı gereği mantıklı olmayan bir şeydir. Ancak anlaşılmazlık saçmalığın suçlanabileceği bir kusur değildir, çünkü bir palavracı tarafından neyin aktarıldığı konusunda hiçbir zaman kafa karışıklığı yaşanmaz.

saçmalığın diğer tanımı olan “yalan” da onun hakkını vermez. Yalan yalandır ve bunu adlandırmanın daha iyi bir yolu yoktur. Saçmalık ile yalanlar arasındaki fark, popüler bir efsane yıkma programının adının yalanlar değil de saçmalıklar olmasının nedenidir. Uzmanların belirttiğine göre saçmalık:

‘…eğer bir kişi insanlara yalancı ve şarlatan derse dava edilebilir… ama ‘saçmalık’, garip bir şekilde, güvenlidir. ‘ şeklindedir.

Bunun nedeni saçmalığın tuhaf bir durum olmasıdır: yalan değildir ama aynı zamanda tam olarak gerçek de değildir. Saçmalığın tıpkı bozulmaya yüz tutmuş ama henüz sizi hasta edecek kadar ölümcül olmayan yiyecekler gibi belirgin bir kokusu vardır. İnsanların neden ve ne zaman saçmaladıklarını inceleyerek saçmalığın ne olduğunu daha iyi anlayabiliriz.

Neden Saçmalarız?

Uzmanlar, araştırmalarında saçmalık olgusunu inceleyerek bazı güçlü fikirleri ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, palavra basit bir nedenden dolayı kullanılır: konuşmacının belli bir imajını aktarmak ya da bir şeyden kurtulmak için. Başka bir deyişle, saçmalığın amacı başkalarını gerçekler hakkında gerçekten kandırmadan bir avantaj elde etmektir. Bu nedenle politikacılar, CEO’lar ve çeşitli ünlüler genellikle mükemmel palavracılar olarak kabul edilirler, çünkü söyledikleri her şey kamuoyundaki imajlarına hizmet eder.

Uzmanların teorisine göre palavracı tam olarak yalan söylemez, çünkü gerçeği aktif olarak reddetmez; sadece gerçeğin ne olduğuna karşı kayıtsızdır. Bu şekilde, palavra atmak yalandan ziyade blöf yapmaya daha yakındır. Poker meraklılarının bildiği gibi, pokerde blöf teknik olarak bir yalan değil, sadece kişisel avantaj için alınan sahte bir duruştur. Blöfçünün yaptığı da tam olarak budur – aslında yalan söylemeden numara yapmaktır.

Gerçekte yalan söylemeden yanlış beyanda bulunmanın en uygun örneği muhtemelen reklamcılıktır. Reklamları yanıltıcı olmakla suçlayabilirsiniz, ancak yalan propaganda yaptıklarını neredeyse hiçbir zaman kanıtlayamazsınız. Bu nedenle reklamcılık, bugün toplumda izin verilen en yaygın kurumsallaşmış Saçmalık biçimi olabilir.

Yalan söylemek bir zanaat, palavra sıkmak ise bir sanattır. Uzmanlar sonunda yalan söylemek ile palavra sıkmak arasındaki farkı, ilkini zanaatkârlığa, ikincisini ise sanata benzeterek ortaya koyuyor. Zanaatkârlık tamamen hassasiyet ve kısıtlamalarınızın farkında olmakla ilgilidir. Örneğin bir dolap yapımcısı, düzlemleri doğru hizalamalı ve çivileri hassas bir şekilde çakmalıdır. Aynı şekilde yalan söylemek de gerçeğin ne olduğunu ve nerede bulunduğunu bilmenizi – ya da en azından bilmeye çalışmanızı – gerektirir. Bunu bildikten sonra yalan söylemek, gerçeği temiz bir şekilde yalanla değiştirmekle ilgilidir.

Öte yandan palavra atmak daha çok sanata benzer çünkü üzerinde daha az kısıtlama vardır. Belirli bir gerçekle daha az ilgili olduğu için, palavra atmanın oynayabileceği daha geniş bir tuval vardır. Hayal gücü, yetenek ve doğaçlama için daha fazla alan vardır. Uzmanlara göre ‘palavra sanatçısı’ kavramının var olmasının nedeni de budur.

Saçmalık Neden Yalandan Daha Zararlıdır?

Nihayetinde hem yalancılar hem de palavracılar bir şeyler saklamaktadır, ancak arada çok önemli bir fark vardır.
Yalancı, yanlış olduğunu bildiği bir şeye inanmamızı istediği gerçeğini gizler. Palavracı ise ifadelerinin doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda kayıtsız olduğu gerçeğini gizler.

Bu şekilde, yalan yine de gerçeğe saygılıdır çünkü yalan ancak gerçeğin ne olduğuna inandığınızda söylenebilir. Aslında gerçek ve yalan aynı madalyonun iki yüzüdür çünkü her ikisi de gerçekliğin doğru bir şekilde anlaşılmasını gerektirir. Ayrıldıkları tek nokta, bu gerçekliğin başkalarına nasıl tarif edileceğidir.

Bir yalancıyla kıyaslandığında, palavracı neredeyse bir nihilist gibidir – sözlerinin gerçekliği tanımlayıp tanımlamadığı umurunda değildir. Tek endişesi kendisidir. Her şeyin nasıl olduğuna aldırış etmeyen palavracı, gerçekliğin kendisini değersizleştirir ve dünyayı gerçekte olduğu gibi görme yeteneğini kaybetmeye başlar. Gerçeğe karşı bu ilgisizlik, saçmalığı bu kadar zararlı kılan şeydir. Çünkü neyin gerçek olduğu konusunda bile anlaşamazken, nasıl ortak bir zemin bulabiliriz ki?

Neden Bu Kadar Çok Saçmalık Var?

Peki bugün neden bu kadar çok saçmalık var ki kelimenin tam anlamıyla içinde boğuluyoruz? Uzmanların açıkladığı gibi:
(saçmalık) “bir konu hakkında konuşma zorunluluğu ve fırsatı bilgiyi aştığında ortaya çıkar”. İnternet saçmalığı demokratikleştirdi. Artık bir fikri olan herkes, söyleyecek kayda değer bir şeyi olduğu için değil, sadece söyleyebildiği için bunu zahmetsizce dünyaya yansıtabiliyor. Buna karşılık, birbirine bağlı milyarlarca cihazın bilgiyle beslenmesi gerekiyor ki bu da hem uzmanların hem de şovmenlerin talebi karşılamak için öne çıkmaları gerektiği anlamına geliyor. Nicelik niteliğin önüne geçtiğinde de kaçınılmaz sonuç saçmalık oluyor.

Dahası, dünyanın sorumlu bir vatandaşı olarak kabul edilmek istiyorsanız her konuda bir fikriniz olması gerektiğine dair dile getirilmeyen bir beklenti var gibi görünüyor. Kendinizi bu çılgınlıktan uzak tutmak gibi bir seçeneğiniz yok. Ancak gerçek şu ki, yetkinlik alanlarımızın dışındaki konuları yeterince iyi anlamıyoruz. Bu yüzden köşeye sıkıştırıldığımızda, bulabildiğimiz tek şey, tahmin ettiğiniz gibi, saçmalık oluyor.

Daha da kötüsü, nesnel olarak doğru olanın değil, yalnızca kişisel yorumunuzun önemli olduğu yazı-geçek’ bir dünyada yaşıyor gibi görünmemiz. En inandırıcı şekilde konuşanlar ya da daha geniş bir kitleye sahip olanlar, gerçekliğin önemsiz olduğu alternatif bir evren yaratabilirler. Daha önce de gördüğümüz gibi, nesnel gerçeğe karşı bu tam kayıtsızlık tam olarak saçmalığın ne olduğuyla ilgilidir.

Saçmalık Nasıl Engellenir?

Saçmalık neden bir sorun olarak kabul edilmiyor? Uzmanlara göre cevap, ona nasıl tepki verdiğimize bağlı. Yalanlara karşı daha tahammülsüzüz çünkü kişisel bir saldırı gibi hissediyoruz. Bu arada saçmalıklar sadece sabırsızlığa ya da belki de sadece kızgınlığa yol açar.

Ancak saçmalığın etkilerinin tek başına hafif olması, yayılmasını görmezden gelmemiz gerektiği anlamına gelmez. Zırvalar birikmeye başladığında, anlam da bozulmaya başlar. İşte bu yüzden gerçeklere sadık kalmaya kararlı olmalıyız. Elbette, neyin nesnel olarak doğru olduğunu bilmek her zaman mümkün değildir, ancak cehaletin kabulü de bir tür hakikattir.

Dahası, inançlarımızın kimliklerimizi tanımlamasına izin vermemeliyiz. İnançlarımıza bağlı kalmayarak, tehdit edici gerçeklere karşı bir savunma olarak saçmalıkları kullanma dürtüsüne direnebiliriz.

Son olarak, sadece bir grubun parçası olarak kabul edilmek istediğimiz için davranış ve konuşma kalıplarına girmeye direnmeliyiz. Bir grubun zorlamaları çoğu zaman politik olarak doğru olanın lehine tarafsızlığı feda etmemize neden olabilir ve böylece saçmalık tohumlarını eker.

Saçmalıkların artması önemsiz bir sorun gibi görünebilir, ancak genellikle işlevsizliğe doğru ilerleyen bir sistemin ilk belirtisidir.

Kaynakça:

Britannica

odevvebilim.com