REKLAM
Güzel ahlaklı insanlar, dünyevi ve maddi konularda değil, manevi ve erdemli alanlarda yarışırlar. Onların yarışı, başkalarını geçmek veya alt etmek için değil, iyilikte ve erdemde daha ileri gitmek içindir.
Bu yarışın temel alanları şunlardır:
1. Hayır ve İyilik Yapmak:
- İhtiyaç sahiplerine yardım etmekte, sadaka ve zekat vermekte yarışırlar. Kimin daha fazla insanın derdine derman olacağı konusunda tatlı bir rekabet içindedirler.
- Topluma faydalı işler (okul, çeşme, hastane yaptırmak gibi) ve gönüllülük esasına dayalı hizmetlerde ön safta olmak için çabalarlar.
2. Takva (Allah’a Karşı Sorumluluk Bilinci):
- Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmak konusunda birbirleriyle yarışırlar. Kimin daha samimi ve ihlaslı bir kul olacağı konusunda gayret gösterirler.
- İbadetlerini daha büyük bir huşu ve samimiyetle yerine getirmeye çalışırlar.
3. Nefis Terbiyesi ve Kötülüklerden Kaçınma:
- Kibir, haset, öfke gibi kötü huylarını yenmek için kendi içlerinde bir yarış halindedirler.
- Sabır, şükür, tevazu ve affedicilik gibi güzel huylarını geliştirmek için çabalarlar.
4. İlim ve Hikmet Arayışı:
- Hem kendilerine hem de insanlığa faydalı olacak bilgiyi öğrenmek ve öğretmek konusunda yarışırlar.
- Bildikleriyle amel ederek, ilimlerini bir yaşam biçimine dönüştürmeye gayret ederler.
5. Hizmet Etmek:
- Ailelerine, komşularına ve tüm insanlığa karşılık beklemeden hizmet etmekte yarışırlar. Onlar için en büyük makam, “insanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır” prensibine uymaktır.
Kısacası, onların yarışı yıkıcı değil, yapıcıdır. Birbirlerinin ayağına basarak değil, birbirlerinin elinden tutarak yükselmeyi hedeflerler. Bu anlayış, Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde ifade edilir:
“…Öyleyse hep hayırlı işlerde yarışın…” (Bakara Suresi, 148. Ayet)
Onların rekabeti, başkalarına karşı değil, kendilerinin dünkü haline karşıdır. Amaç, her yeni günde ahlaken daha iyi bir insan olabilmektir.