REKLAM
Fatih Sultan Mehmet’in ölümü tarihçiler arasında hala tartışılan, gizemini koruyan bir olaydır. Ölümüyle ilgili iki temel senaryo bulunmaktadır: doğal ölüm ve zehirlenme.
Olayın Gelişimi ve Bilinen Gerçekler
Fatih Sultan Mehmet, 3 Mayıs 1481’de, 49 yaşındayken vefat etti. Ölümü, Anadolu’ya doğru yeni bir sefere çıktığı sırada, Gebze yakınlarındaki Hünkar Çayırı (veya Tekfur Çayırı) denilen ordugahında gerçekleşti.
Sultan, sefere çıkmak için Üsküdar’a geçtikten kısa bir süre sonra hastalandı. Başlangıçta basit bir rahatsızlık gibi görünse de durumu hızla kötüleşti. Ayaklarında yıllardır çektiği Nikris (Gut) hastalığının ağrıları şiddetlendi ve buna şiddetli karın ağrısı ve sindirim sorunları eklendi. Hekimler müdahale etse de durumu düzeltemediler ve birkaç gün içinde hayatını kaybetti.
İki Farklı Senaryo
1. Doğal Ölüm Senaryosu
Bu senaryoya göre Fatih Sultan Mehmet’in ölümü, uzun yıllardır mücadele ettiği kronik hastalıklarının bir sonucudur.
- Nikris (Gut) Hastalığı: Fatih’in bu hastalığa bağlı şiddetli ağrılar çektiği bilinmektedir. Gut hastalığı, vücutta ürik asit birikmesiyle oluşur ve eklemlerde şiddetli ağrılara yol açar. İlerlemiş vakalarda böbrekler de dahil olmak üzere iç organları etkileyebilir.
- Hekim Hatası: Bazı tarihçiler, Sultan’ın zehirlenmemiş olsa bile, hekimlerin uyguladığı yanlış tedavi (verilen ağır şuruplar) sonucu durumunun kötüleşmiş ve bunun ölüme yol açmış olabileceğini belirtir. O dönemdeki tıp bilgisiyle, mevcut hastalığa yapılan yanlış bir müdahale ölümcül olabilirdi.
2. Zehirlenme Senaryosu (Güçlü Şüpheler)
Bu, tarihçiler arasında daha çok ilgi çeken ve üzerinde durulan senaryodur. Şüpheler, Fatih’in başhekimi olan Yakup Paşa (Maestro Iacopo) üzerinde yoğunlaşır.
- Neden Şüpheleniliyor?
- Gizemli Sefer: Fatih’in çıktığı son seferin hedefi devlet sırrı gibi saklanıyordu. Ancak en güçlü tahminler, hedefin İtalya’yı fethederek Roma İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak veya Rodos’u almak olduğuydu. Her iki hedef de başta Venedik olmak üzere Avrupa devletlerini ve Papalığı doğrudan tehdit ediyordu. Fatih’in ortadan kaldırılması, Venedik için hayati bir önem taşıyordu.
- Hekim Yakup Paşa’nın Kimliği: Yakup Paşa, Venedikli olduğu düşünülen Yahudi kökenli bir hekimdi ve sonradan Müslüman olmuştu. Venedik ile bağlantısı olduğu ve onlar adına casusluk yaptığı iddiaları her zaman vardı.
- Ani ve Şüpheli Ölüm: Sağlıklı bir şekilde sefere çıkan padişahın aniden ve şiddetli sancılarla hastalanıp ölmesi şüpheleri artırdı.
- Hekimin Akıbeti: Fatih’in ölümünden sonra, taht kavgasını kazanan II. Bayezid İstanbul’a geldiğinde, galeyana gelen ve Fatih’in zehirlendiğini düşünen yeniçeriler Yakup Paşa’yı parçalayarak öldürdüler. Bu olay, ordu içinde bile zehirlenme şüphesinin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir.
Sonuç
Günümüzde kesin bir kanıt olmamakla birlikte, tarihçilerin önemli bir bölümü zehirlenme ihtimalinin çok yüksek olduğu görüşündedir. Fatih gibi büyük bir fatihin, Avrupa için bu kadar büyük bir tehdit oluştururken aniden ölmesi, siyasi bir suikast olasılığını her zaman gündemde tutmaktadır.
Kısacası, resmi olarak ölüm nedeni Nikris (Gut) hastalığının ilerlemesi ve buna bağlı komplikasyonlar olarak görünse de, Venedik tarafından planlanan bir suikast sonucu başhekimi tarafından zehirlendiği teorisi çok daha güçlü ve yaygın bir görüştür.