100 Dolar anında nasılmı kazanılır hemen öğren Tıkla!

kıpçak türkçesi eserleri nelerdir?
Edebiyat kategorisinde

2 Cevaplar

0 oy
Doğru cevap

kıpçak türkçesi eserleri tümü

  • Kodeks Kumanikus  
  • Kitabü’l-İdrak li-Lisani’l-Etrak
  • Kitab-ı Mecmu-ı Tercüman-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî
  • Et-Tuhfetü’z-Zekiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye
  • Kitabu Bülgatü’l-Müştak fî Lugati’t-Türk ve’l-Kıfçak
  • El-Kavanînü’l-Külliyye li-Zabti’l-Lügati’t-Türkiyye  
  • Ed-Dürretü’l-Mudiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye
  • Kitab Gülistan bi’t-Türk  
  • İrşadü’l-Müluk ve’s-Selatîn
  • Kitab fi’l-Fıkh bi-Lisani’t-Türkî
  • Kitab-ı Mukaddime-i Ebu’l-Leysi’s-Semerkandî
  • Münyetü’l-Guzat  
  • Kitab fî İlmi’n-Nüşşab
  • Kitabu’l-Hayl
  • Baytaratu’l-Vazıh
  • Kitab fi’l-Fıkıh

Kodeks Kumanikus İlk satırlarında 1303 tarihi yazılı olan ve 1362 yılında Petrarca tarafından Venedik Cumhuriyetine hediye edilen eserin günümüze ulaşan tek nüshası, İtalya’da Venedik Saint Marcus Kütüphanesindedir. Latince olan Kodeks Kumanikus’un anlamı “Kıpçak Kitabı”dır. Kodeks Kumanikus, Karadeniz’in kuzeyindeki Kıpçak Türklerinden İtalyanlar ve Almanlar tarafından derlenmiş malzemelerden oluşan iki defterin birleştirilmesiyle oluşmuş bir eserdir. Kodeks Kumanikus’un 55 yapraktan oluşan ve İtalyanlar tarafından hazırlanan birinci defteri iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kısa bir Latince girişten sonra sırayla Latin, Fars ve Kıpçak dilleri üzerine üç paralel sütun halinde tertip edilmiş sözlükler yer almaktadır. Burada fiiller, isimler, sıfatlar, zamirler ve zarflar ele alınmıştır. Bu bölüm yaklaşık 1560 Türkçe kelimeyi içermektedir (Argunşah vd. 2010: 190). Bu bölümdeki sözler, dönemin Latin alfabesine göre sıralanmıştır. İkinci bölümde eşya adları, ticaretle ilgili sözler, kıymetli taşların adları, kültür ve sosyal hayatla ilgili sözler, meslek adları vb. konularla ilgili sözlerden gruplar oluşturulmuştur. Bu bölümdeki sözlerin toplam sayısı 1120’dir. 27 yapraktan oluşan ve Almanlar tarafından hazırlanan ikinci defter Gotik harfleriyle yazılmıştır. Bu defter Kıpçakça-Almanca, Kıpçakça-Latince olan iki karışık sözlük listesi ve bazı metinlerden oluşur. Hristiyan dinî metinleri, Latince-Kıpçak Türkçesiyle yazılmış parçalar ve her satırın üzerine Latincesi yazılmış Kıpçak Türkçesi metinleri bulunmaktadır. Kitaba 47 adet bilmece de alınmıştır. 

Kitabü’l-İdrak li-Lisani’l-Etrak 18 Aralık 1312’de Kahire’de tamamlanmış olan kitabın yazarı Endülüslü Ebu Hayyan’dır. Türkmen ve Kıpçak Türkçesinin dil özelliklerini barındıran eser, Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazılmıştır. Eser; sözlük, dil bilgisi ve cümle bilgisi olmak üzere üç bölüm olarak düzenlenmiştir. Sözlük bölümünde isim ve fiiller karışık ve Arap alfabe sırasına göre düzenlenmiştir. Türkçe sözlere genellikle tek sözden oluşan Arapça anlamlar verilmiştir. Eserin günümüze ulaşan üç nüshası bulunmaktadır. İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümünde bulunan nüsha, ismi bilinmeyen birisi tarafından 1335 tarihinde istinsah edilmiştir. Baştan sona harekeli olan eserde Türkçe sözler kırmızı mürekkeple yazılmıştır. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Arapça Yazmalar Bölümünde bulunan nüsha 1402 yılında Ahmet bin Şafi tarafından Lâzkiye’de istinsah edilmiştir. Eserin üçüncü nüshası Kahire’de Dârü’l-Kütüb Kütüphanesi’nde bulunmaktadır

Kitab-ı Mecmu-ı Tercüman-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî 1343 veya 1345 yılında Halil bin Muhammed el-Konevî adlı Konyalı bir Türk tarafından yazılmış veya istinsah edilmiş olan eser bir sözlük ve dil bilgisi kitabıdır. 63 yaprağı Arapça-Türkçe sözlük ve dil bilgisi, 13 yaprağı Moğolca-Farsça sözlük olan eserin günümüze ulaşan tek nüshası Holanda’da Leiden Akademi Kütüphanesi’ndedir. Eser 1) isimler, 2) fiillerin mastar ve emir biçimleri, 3) kelime ve fiil çekimleri, 4) cümle kuralları olmak üzere dört bölüme ayrılır. Türkçe kelimeler kırmızı mürekkeple yazılmıştır ve harekelidir 

Et-Tuhfetü’z-Zekiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye Eserin yazıldığı tarih ve yer kesin olarak bilinmemektedir. Eserin tek nüshası İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümündedir. Harekeli olmayan eserde Türkçe sözler kırmızı, Arapça sözler siyah mürekkeple yazılmıştır. Eser, Arapça-Türkçe bir sözlük ve dilbilgisi kitabıdır. Sözlük bölümünde Arapça sözler alfabetik olarak sıralanmıştır. Dil bilgisi bölümünde şekil bilgisi ve cümle bilgisi konuları ele alınmıştır. Eserin diğer sözlüklerden en önemli farkı, giriş bölümünde yazarının “Bu kitapta Kıpçak diyeleği üzerine dayandım; çünkü en çok kullanılan odur. Burada Türkmen diyeleğini -sıkışmadıkça- söylemedim.” kaydıdır. Atalay’ın “diyelek” olarak çevirdiği kelime özgün metinde “lüga”dır (Ercilasun 2004: 391). Eserde bazen Türkmen ve Kıpçak diyalektleri arasındaki farklılıklar da gösterilmektedir. Kıpçak sözlük ve gramerleri arasında gerçek Kıpçak dil özelliklerini en iyi yansıtan kitaptır (Argunşah vd. 2010: 190). Kitabu Bülgatü’l-Müştak fî Lugati’t-Türk ve’l-Kıfçak Cemâleddin Ebū Muhammed Abdullah et-Türkî tarafından 14. yüzyılın ikinci yarısında veya XV. yüzyılın başlarında yazıldığı tahmin edilen Arapça-Türkçe bir sözlüktür. Günümüze ulaşan tek nüshası Paris’te Biblioteque Nationale Türkçe Yazma Bölümündedir. Eser, normal satırlar olarak değil, ikinci yapraktan itibaren zikzaklı baklava dilimi biçiminde yazılmıştır. Kare biçimindeki baklava dilimlerinde her köşeyi bir kelime oluşturmaktadır. Her sayfada 23 baklava dilimi bulunmaktadır (Argunşah vd. 2010: 190). Baştan sona harekeli olan eserde Türkçe sözler kırmızı, Arapça sözler siyah mürekkeple yazılmıştır.

El-Kavanînü’l-Külliyye li-Zabti’l-Lügati’t-Türkiyye Arapça olarak 15. yüzyılın başlarında Kahire’de yazıldığı tahmin edilen bir Türkçe dil bilgisi kitabıdır. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Şehit Ali Paşa Bölümünde bulunan eserin bilinen tek nüshası 85 yapraktır. Arapça sözler siyah mürekkeple, Türkçe sözler ise harekeli olarak kırmızı mürekkeple yazılmıştır. El-Kavānin’in diğer Memlük sahası dilcilik eserlerinden ayrılan en önemli yönü, sözlük bölümünün olmayıp sadece gramerden ibaret bulunmasıdır. Eser; fiil, isim ve ekler olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır. Sonuç kısmında da fiillerin teklik ikinci kişi emir biçimleri liste halinde verilmiştir

Ed-Dürretü’l-Mudiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye Yazarı, yazıldığı yer ve yazılış tarihi bilinmeyen eser, Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmış sözlük ve bir konuşma kılavuzu özelliği taşımaktadır. Eserin günümüze ulaşan tek nüshası İtalya’da Floransa şehrindeki Medicea Bibliotheca Laurenzian’da bulunmaktadır. 24 yapraktan oluşan ve baştan sona harekeli olan bu nüshada Arapça kısımlar üst satıra siyah mürekkeple, Türkçe kısımlar ise kırmızı mürekkeple hemen alt satıra yazılmıştır. Eser 24 bölüme ayrılmıştır. Allah, gök ve yerdekiler, sular, güzel kokulu bitkiler, meyveler, ağaçlar vb. kavramların her biri bir fasıl oluşturur. 21. fasıl “Türkçe sayılar”, 22. fasıl “Türk erkek adları”, 23. fasıl “Türk kadın adları”dır. “Sözlerin terkibi veya mürekkep sözler” adlı 24. Bölümdeki 220 kısa konuşma cümlesinde kimi zaman karşılıklı soru ve cevap biçiminde diyaloglar, kimi zaman da emir cümleleri yer alır.

0 oy

Kitab Gülistan bi’t-Türk Sadi’nin 1258 yılında yazdığı Gülistan adlı eserinin bilinen en eski tarihli Türkçe tercümesidir. 1 Eylül 1391 tarihinde tamamlanan tercüme Seyf-i Sarayî tarafından Kıpçak Türkçesiyle yazılmıştır. Tercümeden çok adaptasyon karakterinde olan eserin yazarı Seyf-i Sarayî hakkında bilinenler oldukça sınırlıdır. Adından Altın Ordu’nun başkenti Saray’dan olduğu anlaşılmaktadır (Karamanlıoğlu 1989: XXIV). Seyf-i Sarayî eseri Mısır’da hacipler hacibi Emir Bathâs adına tercüme etmiştir. Serbest çeviri özelliği taşıyan eser Kıpçak Türkçesinin bilinen tek edebi eseridir. Eserin sonunda Seyf-i Sarayî’nin kendi şiir ve nazireleri de vardır. Seyf-i Sarayî’nin elinden çıkan nüsha günümüze ulaşan tek nüshadır ve Hollanda’da Leiden İlimler Akademisi Kütüphanesi’ndedir. 

İrşadü’l-Müluk ve’s-Selatîn İskenderiye’de aynı adlı eserden 1287 yılında yapılan satır altı bir tercümedir. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Ayasoyfa Bölümünde bulunan ve 498 yapraktan oluşan eldeki tek nüshanın müstensihi Berke Fakih’tir. Her sayfasında sekizi Arapça, sekizi Türkçe 16 satır bulunan eserde, Arapça satır siyah ve çok az hareke kullanılan Türkçe satır kırmızı mürekkeple yazılmıştır (Ercilasun 2004: 396). Hanefi mezhebinin fıkıh görüşlerine göre oluşturulan 29 bölümde temizlik, namaz, zekât, oruç, hac, ant içmek, azat kılmak, haddini bilmek, hırsızlık, gazilik, yerde çocuk bulmak, kurban, cinayet, ekin ekmek vb. konular işlenmiştir.

Kitab fi’l-Fıkh bi-Lisani’t-Türkî Çeşitli fıkıh kitaplarından derlenen fetvaları içeren kitabın yazarı, yazıldığı yer ve tarih bilinmemektedir. Ancak 1421 yılında vefat eden Sultan Tatar’ın hazinesinde bulunmasından anlaşılacağı üzere, 1421 tarihinden daha önce yazılmıştır (Toparlı 1992: 16). Eserin günümüze ulaşan ve 429 yapraktan oluşan tek nüshası İstanbul Millet Kütüphanesi Feyzullah Efendi Bölümündedir. 

Kitab-ı Mukaddime-i Ebu’l-Leysi’s-Semerkandî 10. yüzyılda yaşamış Hanefi mezhebinin tanınmış fıkıh bilginlerinden Ebu’l-Leysi’s- Semerkandî’nin fıkıhla ilgi Arapça eserinin satır altı tercümesidir. Kansu Gavri için tercüme edilen eser sonundaki ibareden anlaşıldığına göre Esenbay b. Sudun tarafından istinsah edilmiştir (Toparlı 1992: 16). 47 yapraktan oluşan eser İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Ayasoyfa Bölümünde kayıtlıdır. 

Münyetü’l-Guzat Arapçadan Türkçeye tercüme edilmiş, askerlikle ilgili bir eserdir. Eseri tercüme edenin kim olduğu ve tercüme edildiği yer bilinmemektedir. Günümüze ulaşan tek nüsha, Gazi Altunboga adına 1446/1447 tarihinde istinsah edilmiştir (Uğurlu 1987: 12). 115 yapraklık günümüze ulaşan tek nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi III. Ahmed Bölümündedir. Mütercim, eserini altı fen üzerine tertip ettiğini belirtmesine rağmen (Uğurlu 1987: 13) nüshada ata binmek, süngü tutmak, kılıç kullanmak, ok atmak ve top vurmak konuları bulunmaktadır.

Kitab fî İlmi’n-Nüşşab Çeşitli Arapça kaynaklardan derlenen bilgilerin tercümesiyle oluşmuş, okçulukla ilgili bir eserdir. Eserin adı kitapta Kitāb fî İlmi’n-Nüşşāb olarak verilmekte, fakat yazar kitaba Hulāsa diye ad koyduğunu söylemektedir. Eser okçuluk, ok atmanın şartları, yayın özellikleri ve uzunluğu, ok atma şekilleri, ok atarken yapılan hatalar ve bunlardan korunma yolları, dini açıdan at ve Müslümanlar için önemi vb. konuları içermektedir. Günümüze iki nüshası ulaşmıştır. İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümündeki nüshada Kıpçakça unsurlar, Paris Bibliotheque Nationale’deki nüshada Oğuzca unsurlar ağırlıktadır.  

Kitabu’l-Hayl Atçılık ve veterinerlikle ilgili olan eserin, Farsçadan 14. yüzyılın sonlarında veya 15. yüzyılın başlarında tercüme edildiği sanılmaktadır. Atların özellikleri, hastalıkları, tedavi yolları ve at terbiyesi eserin konularıdır. Eserin iki nüshasının varlığı bilinmektedir. Birinci nüsha tamamen harekeli olup İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Veliyüddin Efendi Bölümündedir. Bu nüshada Kıpçakça unsurlar ağır basar. İkinci nüsha da harekeli olup Oğuzca unsurlar ağır basmaktadır. Bu nüsha, Paris Bibliotheque Nationale’dedir. 

Baytaratu’l-Vazıh Memluk sultanının nedimi olan Tolu Beg adına 14. yüzyılın sonunda tercüme edildiği sanılan eser, at ve veterinerlikle ilgilidir. Nerede ve kim tarafında tercüme edildiği bilinmemektedir. 10 bölümden oluşan eserin ilk sekiz bölümünde atların özellikleri, dokuzuncu bölümde atların kusurları ve en uzun yeri tutan onuncu bölümde ise atların hastalıkları ve tedavi yolları anlatılmaktadır (Argunşah vd. 2010: 196). Eserin iki nüshası bilinmektedir. Birinci nüsha 69 yaprak olup İstanbul Topkapı Sarayı Revan Köşkü Kütüphanesi’nde kayıtlıdır. İkinci nüsha Paris Bibliotheque Nationale’dedir.  

Kitab fi’l-Fıkıh Arapça bir fıkıh kitabından satır altı olarak tercüme edilen bu eserin tercüme edicisi, müstensihi, istinsah yeri ve tarihi bilinmemektedir. 266 yaprak olan nüsha Süleymaniye Kütüphanesi Ayasoyfa bölümünde kayıtlıdır (Toparlı 1992: 16). İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Resiülküttab bölümünde kayıtlı olan Mukaddimetü’lGaznevî fi’l-İbādāt adlı yazmayı Kitāb fi’l-Fıkıh ile karşılaştıran Ercan Kuanışbayev, bu iki kitabın Arapça aslının aynı olduğu ve kitabın Türkçeye çevrildiği kanaatindedir.

Kıpçak Türkçesinin Öne Çıkan Ses Bilgisi Özellikleri

-e->-i- : beze- > bize-, teş- > tiş-.

e- > ö- : ev > öy.

-ı- > -u- : yabız > yawuz.

-ı->-i-: bıç-> biç-, ısın->isin-, çız- > çiz-.

ġ>-v/-w, -ġ->-v-/-w-;-g>-v/-w, -g->-v-/-w-: ḳoġ->ḳov- / ḳow-, yaġuḳ > yawuḳ, soġuḳ> sovuḳ.

b->-v, -b->-w-, -b>-w: eb > iw, seb-> sew-, bar > var.

-b->-f- : sub > suf, tabar > tafar, yubḳa > yufḳa.

ḳ->ḫ-, -ḳ->-ḫ-, -ḳ>-ḫ : ḳatun > ḫatun, ḳan > ḫan, aḳça > aḫça, , baḳ- > baḫ-.

ç- >ş-, -ç- > -ş-: keçi > keşi, çardaḳ> şardaḳ, bıçaḳ > bışaḳ.

-d->-y-, -d>-y: adaḳ > ayaḳ, tod- > toy-.

-g->-y-, -g>-y: tegin > deyin, tegiş- > deyiş-.

-ñ->-ġ-: saña > saġa, teñri> taġrı.

Kıpçak Türkçesinin Şekil Bilgisi Özellikleri

İlgi Hâli +Iñ / +nIñ / +nUñ: bularnıñ.

Belirtme / Yükleme Hâli +nI / +n: aġaçnı, özümni; temāşāsın.

Yaklaşma / Yönelme Hâli +GA / +A: ilge, ulusḳa; ivime.

Bulunma Hâli +dA / +tA: savuḳda; uruşta.

Ayrılma / Çıkma Hâli +dAn / +dIn: sözden; ḳuldın.

Eşitlik Hâli Eki +çA: murādınça.

Vasıta Hâli bile / bilen / birle: un bilen yıġlap; tirsekler birle; menum bile.

Yön / Yön Gösterme Hâli +GArI: artḳarı, ilgerü.

Zamir Kökenli (1. Tip) Şahıs Ekleri

I. Kişi men/ -n; biz

II. Kişi sen/ sın/sin; siz

III. Kişi ø; ø / -lAr

İyelik Kökenli (2. Tip) Şahıs Ekleri

I. Kişi -m / -K

II. Kişi -ñ / -ñIz; -ñUz

III. Kişi ø / ø; -lAr

Görülen Geçmiş Zaman –DI: üleştürdi, keydim, yittiniz.

Öğrenilen Geçmiş Zaman -p turur / -ptur / -p / -mIş: ḳılıp turur men, keliptir men, korüp men; ketmiş

men.

Şimdiki Zaman -A/-y turur ; -A/-y dIr: aladır men, soyley dir sen, kile turur,

–AyUr; -IyUr; -yUr; -Ayor;-Ayorur: buriyür, oḫşayur, keleyurlar, yatayor, keleyorur.

Gelecek Zaman –Gay / -GA: mumin bolġay men, körge men.

-IsAr: keliser, alusar.

-AsI: alası biz.

Geniş Zaman –r / -Ar: ḳapar sen, izderler.

Şart Kipi –sA: ḳayıtsañ.

Gereklilik Kipi fiil+şart eki+şahıs eki kerek; fiil+mAK + kerek+şahıs eki: ḳılsam kerek, öltürmek

kerek sen.

İstek Kipi –A: tutam.

Emir Kipi

I. Kişi -AyIm / -GAyIm; -GAyIn (Teklilk); -AlIm/ -GAlIm; -lIm; -AlIK / -AlI (Çokluk).

II. Kişi ø; -GIl/-Kıl/-GUl (Pekiştirme) (Teklik); -(I)ñ/-(U)ñ; -(I)ñIz /-(U)ñUz (Çokluk).

III. Kişi -sIn / -sUn -sIn / -sUn (Teklik);-sInlAr / -sUnlAr (Çokluk).

İlgili sorular